Burgazada’da neredeyse denize serbestçe ulaşılan tek sahil ve aynı zamanda da koruma alanı olan Marta Koyu’nun büyük bir kısmı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından ihaleye çıkarıldı ve 8 Mayıs’ta yapılan ihale ile bir özel şirkete kiraya verildi.
Marta Koyu’nda Kiraya verilmek istenilen alan büyük oranda 1. Derece Doğal Sit, küçük bir kısmı ise 3. Derece Doğal Sit alanı olarak kabul ediliyor. Ayrıca Adalar İlçesi’ne ilişkin 1/1000 ve 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planlarında Marta koyunda 1. Derece Doğal Sit Alanı’nda olan kısım “Doğal Karakteri Korunacak Alan” fonksiyonunda kalmaktadır.
Marta koyunda, deniz canlılarının üremesine olanak sağlayan, oksijen üreten, kıyı erozyonunu engelleyen ve balık yavruları için korunaklı bir alan oluşturan deniz çayırlarının yoğun olarak bulunduğu bilinmektedir. Aynı zamanda Adalar kuşların göç yolları üzerindedir ve Marta Koyu kuşların uğrak yeridir.
Burgazada Mahalle Meclisi ve Marta Koyu Dayanışması, yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi:
“Bütünü sit alanı olan Adalar’ın kıyıları ve 1. Dereceden sit alanı Marta Koyu uzun zamandır ticari bir tehdit altındadır. Yeni hazırlanan koruma amaçlı imar planlarında da kıyılar plan dışı bırakılmıştır.
Koruma alanı olan Marta Koyunun 45.986 metrekarelik kısmı 2018 yılında ihaleye açılarak bir özel şirkete kiraya verildi. Kiralayan işletmeci restoran, konser ve düğün alanı, iskele yapma girişimlerinde bulundu. Bunun üzerine, göçmen kuşlar ve deniz canlıları açısından ekosistemin önemli bir parçası olan Marta koyunu korumak üzere Marta Koyu Dayanışması kuruldu ve koyu izlemeye başlayarak tüm bu girişimleri engellemek için mücadele verdi. Adalar Belediyesi de koruma kurulunun görüşüne dayanarak işletme ruhsatı vermeyince işletmeci kiralamayı bırakmak zorunda kaldı.
Vakıflar Genel Müdürlüğü ilerleyen yıllarda söz konusu alanı, akar elde etme gerekçesiyle defalarca ihaleye çıkardı. Burgazada Mahalle Meclisi ve Marta Koyu Dayanışması her seferinde itiraz dilekçelerini göndermeye devam etti. En son açılan ihale için Burgazada Mahalle Meclisi ve Marta Koyu Dayanışmasının talebi ile Adalar Vakfı yürütmeyi durdurma talepli dava açtı. Aynı zamanda Adalar Belediyesi, hem Vakıflar Genel Müdürlüğü ile görüşerek itiraz dilekçelerini verdiler, hem de dava açarak Marta koyunu koruyacaklarını açıkladılar.
1. Derece Doğal Sit Alanı olan Marta Koyunun söz konusu ihaleye açılan bölümüne, yeni planda “Doğal Karakteri Korunacak Alan” fonksiyonu verilmiştir.
Adalar 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planında “Doğal Karakteri Korunacak Alanlar” ;
* “Doğal yapısı, bitki örtüsü, ağaçlık karakteri vb. özellikleri ile korunması gerekli alanlardır.
* Bu alanların sınırlı kullanım kararları dışında doğal yapısı ve karakteri ile çevresel değerleri aynen korunacaktır.
* Kesin korunacak hassas alanlar, nitelikli doğal koruma alanları, I. derece doğal sit alanları, kentsel sit alanları ve kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında kalan alanlar mevcut hali ile korunacaktır.
* Kesin Korunacak Hassas Alanlarda herhangi bir yapı yapılmamak kaydıyla arıcılık faaliyetleri yapılabilir.
denilmektedir.
Söz konusu ihalede, bu özellikler belirtilmemiş, kiralanan alanın denizin sıfır noktasına kadar devam ettiği ve kıyıya ulaşımı sağlayan patikaları da kapsadığı görülmüştür.
Oysa Anayasamızın 43.Maddesine göre;
“Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.”
3621 Sayılı Kıyı Kanununa göre;
“Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır. Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir””
” Kıyı, herkesin eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına açık olup, buralarda hiçbir yapı yapılamaz, duvar, çit, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz.“
Vakıflar Genel Müdürlüğü devletin bu yasalarını bildiği halde ısrarla ve defalarca, adalıların bütün itirazlarına rağmen 1.Dereceden sit alanı olan Marta Koyunu ihaleye açıp ticarileştirmektedir. Özel şirketler ise sadece arıcılık yapılabilecek bir koruma alanını yüksek bedeller ödeyerek kiralamaya kalkmaktadır. Bu durum hepimizde, 650 metre sahili olan Marta Koyunun büyük bir ticari tesise dönüşmesi ve doğal yapının tamamen bozulması endişesi yaratmaktadır.
Şimdiye kadar Marta koyu için hiçbir özel koruma tedbiri alınmamıştır. Sahilde bulunan ve yıkım kararı olan kaçak bina için hiçbir işlem yapılmamaktadır. Var olan yapının restorana çevrilme olasılığı ve sahilin doğal güzelliği ticari bir iştah kabartmaktadır.
Ülkemizde ve Adalar’da herkesin eşit ve serbestçe yararlanması gereken kıyıların çoğu, turizm-ticaret eksenli faaliyetler yoluyla zaten kamuya kapatılmıştır.
Adalardaki sivil gruplar olarak bizler, doğal, kültürel değerlerimizi korumaya devam edeceğiz. Bütün isteğimiz zaten yasalar çerçevesinde korunmaya alınmış kıyıların, kamu yararına sorumlu kurumlar tarafından uygulamaya konulmasıdır.
Kıyılar hepimizin
Marta koyu bütün canlılarındır.”